SANAYİ ve Teknoloji Bakanlığı bir birincisi gerçekleştirerek 25 Temmuz’da internet sitesinde Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) üyesi birtakım firmaların Türkiye’de satışlarda daha evvel bir yıl ertelenen ‘yeni emisyon müktesebatı’na geçişi 1.5 yıl daha ertelemek istediklerini duyurdu. Yani 1 yıldır Avrupa’ya istenilen nitelikte yeni faz motor üretip ihraç eden birtakım otomotiv fabrikalarının iç pazardaki büyük daralmaya bağlı eski faz motorları satıp ek maliyet avantajı elde etmeyi amaçladığı gündeme geldi. Husus 10 Ağustos’a kadar internetten görüşe açılınca, hem bir çok otomotiv markası hem de sokaktaki vatandaş bile bakanlığa bu bahisteki kanılarını iletmeye başladı.
SANAYİ DESTEKLENMELİ
Konuyla ilgili olarak Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Lideri Haydar Yenigün, erteleme konusunda üyelerden gelen talep üzerine bakanlığa başvurduklarını belirterek, “Yani bu OSD’nin ortak görüşü. TAYSAD da destekliyor. 14 üyeli OSD’de idare konseyi kararı almadan bunu yapamayız. Münasebetiyle fakat takviye lakin çekimser herkesin görüşü bu” diye konuştu. “Bizler ihracatçılar olarak her isteyene istediği emisyon düzeyinde üretim yapma yeteceğine sahibiz” diye konuşan Yenigün şunları söyledi: “Emisyon konusunda Türkiye her vakit Avrupa Birliği’nden (AB) aşikâr bir vakit farkıyla geç gelir. Bunun nedenleri çok. Bir tanesi ve değerlisi kişi başı 40-50 bin dolar GSMH’ya sahip ülkelerin koydukları kuralların, kişi başı 10 bin dolar civarında olan ülkeyle birebir kuralı birebir zamanlamada koyması ortasındaki büyük farktan kaynaklanıyor. Bu bahis fabrikaların AB normlarına hazır olup olmadığıyla alakalı değil. Biz dünyaya araç satıyoruz. Bölümün hazır olduğunu biliyoruz. Esasen aksi takdirde AB’ye araç ihraç edemeyiz. Zati âlâ anlaşılması gereken mevzu da bu. Biz de görüşlerimizi başka firmalar üzere bakanlığın açtığı belgeye aktaracağız. Lakin bugünkü pazar kaidelerinde araç başına 500 Euro civarındaki artışı mevcut ekonomik durumda kimse karşılayamaz, çökeriz! Bahsettiğimiz olağan koşullardaki bir maliyet artışı değil. Kesimin iç pazarda yüzde 50’nin üzerinde kayıp yaşadığı bir periyottan bahsediyoruz. Bu açıdan otomotiv sanayi desteklenmeli. ”
EMİSYON DEĞİL VERGİ MUKAYESE EDİLMELİ
OSD Lideri Haydar Yenigün, “Ortada haksız bir rekabet olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna ise, “Ortada haksız bir rekabet olsaydı evvel Avrupa Birliği (AB) karşı çıkardı. Ayrıyeten ülkelerin kararları kendilerine ilişkin. Biz AB üyesi değiliz. Bu çeşit ertelemeler daha evvel de oldu. Euro 5’den 6’ya geçerken de ertelendi. Lakin şu anda durum farklı” yanıtını verdi. Daha evvelki ertelemelerde bakanlığın bu türlü bir mevzuyu görüşe açmadığını ve bunun bir birinci olduğunu hatırlatan Yenigün, zira yeni Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın çalışma formunun bu türlü olduğunu söyledi. “Araç emisyon oranları konusunda şayet Avrupa ile bir mukayese yapılmak istenirse maliyetleri incelemekten başlamak lazım” yorumunu da yapan Yenigün, “Türkiye’deki en büyük maliyet kalemimin vergi olduğunu hepimiz biliyoruz. Avrupa ile mukayeseyi evvel bu bahiste yapmak, daha sonra emisyonlara bakmak gerek” dedi.
İÇ TALEP BİRAZ ARTSIN DİYE ERTELENMEMELİ
OTOMOTİV kesiminin başka büyük çatı örgütü olan Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) ise erteleme kararına karşı. ODD Lideri Ali Bilaloğlu, açıkçası bu erteleme talebinin ikinci bir uzatma isteği olduğunu hatırlamak gerektiğini belirterek, “Ayrıca Türkiye’de ihracat yapan birtakım büyük markalarda bildiğim kadarıyla bu talebe takviye vermiyor” dedi. “Türkiye’de çağdaş teknolojik motorları ihracat için herkes üretiyor” diye konuşan Bilaloğlu şunları söyledi: “Sadece iç talep biraz artsın diye eski teknoloji içeren ve etrafa daha fazla ziyan veren eserlerin satılmasını desteklemem mümkün değil. Ayrıyeten hurda indirim siyasetine zıt bir durum oluşmuyor mu? Hurda indirimi eski ve etrafa ziyanlı araçların trafikten çıkarılması için veriliyor. Öbür taraftan eski standartta üretilen motorların satışının devamına müsaade isteniyor. Hem de yeni teknoloji üretimde olmasına karşın. Bu durumun rekabet etiğine ters olduğunu fakat bundan daha kıymetlisi vatandaş olarak ‘Clever’ standartlarında ve hava kalitemizi niçin Avrupa ve gelişmiş ülkelerin standartlarının altında olmasını kabul edelim.”
