Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, her zamankinden çok daha güçlü olunması gereken bir devirden geçildiğini belirterek, “Bu kadim coğrafyada, güçlü kalmak bizim için bir tercih değil, mecburiyettir. Bu da demektir ki, gerek savunma endüstrisindeki çalışmalarımız gerek ulusal teknoloji atılımıyla başlayan ulusallaşma uğraşımız kesintisiz ve güçlenerek devam etmelidir ve edecektir.” dedi.
Varank, Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği (SAHA İSTANBUL) 3. Olağan Genel Şurası’nda yaptığı konuşmada, derneğin, Türkiye için son derece değerli bir misyonu yerine getirdiğini vurguladı.
SAHA İSTANBUL’un kümelenme modeliyle yalnızca savunma endüstrisi için değil, endüstrinin tüm alanları için de öncü ve örnek bir yapılanmayı ortaya koyduğunu aktaran Varank, “Özellikle stratejik kıymet arz eden, yüksek katma kıymetli eserlerin üretiminde üstlenmiş olduğunuz kilit rolü, ben takdire şayan buluyorum.” diye konuştu.
Varank, Türkiye’nin hem bölgesinde hem de dünya ölçeğinde gücünü ve ehemmiyetini her geçen gün artıran bir ülke olduğunu kaydederek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Siyaset sahnesinde ülkemizi güçlü kılan en değerli enstrümanlardan birisi de hiç elbet savunma endüstrinde ortaya koyduğumuz başarılardır. Bunun için savunma endüstrisi, bir devlet siyaseti olarak üzerine titrediğimiz, stratejik dalların başında gelmektedir; tabir yerindeyse, göz bebeğimizdir. Türkiye bugün; kendi uydusunu, insansız hava aracını, eğitim uçağını, helikopterini, piyade tüfeğini, zırhlı araçlarını, füze ve roket sistemlerini, muharebe gemisini üretecek düzeylere gelmiştir. Türk savunma endüstrisinin ürettiği üstün nitelikli eserlerin, milletlerarası fuar ve projelerde büyük ilgi görüyor olması bizleri gururlandırmaktadır. Dünyanın en büyük savunma sanayi firmalarının ortasına, her geçen yıl daha fazla sayıda Türk firmasının giriyor olması bizleri yüreklendirmektedir.”
“BAŞLI BAŞINA BİR MUVAFFAKİYET HİKAYESİ”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, ulusal teknoloji atılımını gerçekleştirmek için gerekli olan altyapının büyük ölçüde kurulduğunu belirterek, “Türkiye, 206 üniversite, bin 400’ün üzerinde Ar-Ge ve tasarım merkezi, 83 Teknopark, 153 bin Ar-Ge işçisi, 112 bin araştırmacı ile güçlü bir altyapıya sahiptir.” halinde konuştu.
2023 maksatları doğrultusunda, savunma endüstrisinde satış gelirlerinin iç ve dış pazarda güçlü bir artış gösterdiğini lisana getiren Varank, şunları kaydetti:
“2013-2018 yıllarında 5 yıllık döneme baktığımızda yıllık büyüme süratimiz yüzde 9,4’tür. Dünya savunma harcamaları ile karşılaştırıldığında, bu bile başlı başına bir muvaffakiyet öyküsüdür. İstikrarlı bir savunma sanayi, birçok paydaşın bir ortaya gelmesiyle, güçlerini, güçlerini ve teknolojilerini birleştirmesiyle; yani lakin ve lakin iş birliği ile mümkün olabilir. SAHA İSTANBUL savunma, havacılık ve uzay kümelenmesinin muvaffakiyetinin altında yatan da işte bu iş birliği kültürü ve kararlılıktır. SAHA İSTANBUL kümelenmesinin değerli paydaşları, sizlerin çalışmaları sayesinde birçok eser yerli ve ulusal olarak üretilmeye, hatta ihraç edilmeye başladı.”
Varank, üniversitelerin bilgi ve teknoloji birikiminin bu kümelenmeye dâhil edilerek, üniversite-sanayi iş birliğinin somutlaştırılmasının değerine değinerek, şu bilgileri verdi:
“TÜBİTAK SAYEM Programı’nın 1. faz davetinde kabul edilen, lazer hava savunma sistemleri, hava araçları için iklimlendirme sistemleri, havacılık uygulamaları için katmanlı imalatta kullanılabilecek nikel metal toz geliştirilmesi, uydu haberleşme terminal sistemleri ve nano partikül destekli kompozit materyal üretimi projeleri bu iş birliğinin birinci meyvelerindendir. Her biri, yüksek teknoloji odaklı ve kritik teknolojiler içeren bu projelerin sanayicilerimiz, TÜBİTAK enstitülerimiz ve üniversitelerimizin ortak katkılarıyla muvaffakiyetle tamamlanacağına yürekten inanıyorum. Sizlerin ortaya koyduğu bu örnek modeli, endüstrinin tüm alanlarında yaygınlaştırmayı, iş dünyamızın her alanına yaymayı hedefliyoruz.”
“1 MİLYON LİRAYA KADAR TAKVİYE VERİYORUZ”
Mustafa Varank, bakanlık olarak KOBİ’lere yönelik gerçekleştirdikleri programları anlatarak, “Rekor bir sayıyla bin 742 müracaat aldığımız KOBİGEL
Takviye Programımızla işletmelerimize 300 bin lirası hibe olmak üzere 1 milyon liraya kadar takviye veriyoruz. Böylelikle teknoloji geliştiricisi kobilerle, üretimde teknoloji uygulayacısı kobileri bir ortaya getiriyoruz.” biçiminde konuştu.
Uçtan uca yerlileştirme programında da son noktaya geldiklerine işaret eden Varank, bu programı dizayn ederken de merkeze şirketlerin birbirleriyle eş güdümlü çalışmasını koyduklarını lisana getirdi.
Varank, bu programla ülkedeki cari açık sıkıntısına kalıcı bir tahlil getirip, dışa bağımlı olunan birçok kritik eserde yerli üretime geçmeyi planladıklarını belirterek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Program kapsamında öteki bakanlıklarla da ahenk içinde çalışarak, bu eserleri Ar-Ge etabından ticarileşmeye, hatta ihracat evresine kadar takip edip destekleyecek, her kademede sanayicilerimizin yanında olacağız. Tüm bu programlarla uzun devirli iş birlikteliklerinin kurulmasını ve ortaya çıkacak sinerji ile yüksek katma kıymetli eser üretimimizin hızlanmasını hedefliyoruz.”
Kırıkkale’de kurdukları Silah İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde yatırımcılara yer tahsisi kademesine gelindiğine işaret eden Varank, “Ankara’da
Savunma Sanayi Başkanlığı liderliğinde yürüttüğümüz uzay ve havacılık ihtisas organize sanayi bölgesinde altyapı çalışmaları süratle devam ediyor. En son bir özel dal firmamız için karasu münferit yatırım yerini ilan ettik ve temel atma merasimini gerçekleştirdik.” diye konuştu.
Varank, burada kurulacak entegre tesise; raylı sistemler, zırhlı taşıtlar, türlü kara araçları, savunma sanayi sistemleri, dizel motorlar ve alt sistemlerinin üretimine dönük proje bazlı teşvikler verdiklerini anlattı.
“GÜÇLÜ KALMAK BİZİM İÇİN MECBURİYETTİR”
Bakan Varank, ülke olarak, savunma endüstrisinde “yerli ve ulusal üretimin” vazgeçilmez ehemmiyette olduğunu, birçok vesileyle yaşayarak öğrendiklerini belirterek, “Kahraman güvenlik güçlerimizin gerek yurt içinde, gerek yurt dışında yürüttüğü birçok başarılı operasyonda bir kere daha gördük ki; kendi yerli ve ulusal gücümüzle aşamayacağımız hiçbir mani yoktur.” diye konuştu.
Türkiye’nin açıktan ya da kapalı, birçok kısıtlamanın, ekonomik taarruzun ve tehditlerin gayesinde bulunduğuna dikkati çeken Varank, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu nedenle, her zamankinden çok daha güçlü olmamız gereken bir periyottan geçiyoruz. Yüzlerce yıllık deneyimimizle biliyoruz ki; bu kadim coğrafyada, güçlü kalmak bizim için bir tercih değil, mecburiyettir. Bu da demektir ki, gerek savunma sanayindeki çalışmalarımız gerek ulusal teknoloji atağıyla başlayan ulusallaşma çabamız; kesintisiz ve güçlenerek devam etmelidir ve edecektir. İşte bu ulusallaşma uğraşında en değerli paydaşlarımızdan biri de SAHA İSTANBUL’dur. Sizler yaptığınız işlerle ülkemizin gücüne güç katıyorsunuz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak sonuna kadar arkanızdayız ve işlerinizi kolaylaştırmak için elimizden gelen bütün takviyesi vereceğiz.”
