Gurlu hükümdarı ismine Delhi’yi fetheden Kutbiddin Aybek tarafından, İslâmiyet’in Hindistan’da kazandığı zaferin sembolü olarak üretimi başlatılan eser; kendisinden sonra Delhi Sultanı olan damadı Şemseddin İltutmuş tarafından tamamlatıldı ve 1368’deki tamirat sırasında beş katlı hale getirildi.
Minare, Kutub Minar ismini yakınına 1235’te evliya Kutbiddin-i Bahtiyar Kaki’nin gömülmesinden sonra aldı. Minarenin mimarisi, Selçuklu, Gurlu ve Gazneli tarihinin izlerini taşıyor. 1993’ten beri etrafındaki anıtlarla birlikte UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Kutub Minar, gitgide daralan beş katlı bir gövdesi olan müstakil bir yapı.
İlk üç katı kırmızı kumtaşından, dördüncü ve beşinci katları daha çok mermerden olan bu mimari mükemmelinde her katın ortasında mukarnaslar ve yazı nesilleriyle bezenmiş dört gurura bulunuyor. Vakit içinde eklemelere, uzatmalara, genişletmelere maruz kalsa da eski ihtişamını hala koruyan Kutub Minar, günümüzde Hindistan’ın en fazla ziyaretçi çeken yapıtları ortasında yer alıyor.