“Beş gün set vardı, her günü travma, her gün ağlıyordum. Ben her sabah perdelerimi açarak güne başlarım olağanda. Çekimler sürerken fark ettim ki, perdeleri açmıyorum, karanlıkta oturuyorum. O derece etkiliyor beni rol. Kendimi ne kadar korusam da bir depresyona sürüklüyor. Buna karşın Günahsızlar başıma gelmiş en hoş şeylerden biri.”
KARAKTERİ BIRAKAMIYORUM
Merve Dizdar kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bence empati bir oyuncunun en değerli silahı. Bu bende fazla var ve sıkıntı bir şey. İnsanı daha âlâ anlamayı sağlıyor ki, bizim işimiz de insanı anlamak. İşim bittikten sonra oynadığım karakteri bırakamadığım için tahminen de Gülben bu kadar farklı ve üzerine hâlâ konuşabildiğimiz bir karakter olmuştur.”
Ben personel çocuğuyum şımarmam çok zor
Merve Dizdar hakkındaki olumsuz yorumlarla ilgili de konuştu:
“Ün seni bu türlü yaptı diyorlar lakin hayır, ün beni bir şey yapmadı. Yapamaz da, zira ün benim yol göstericim değil. Ben ünlü olmasaydım da mesleğimi yapardım. Ün mü yani insanları şımartan? En azından benim için bu geçerli değil. Ben tiyatrocuyum. Tiyatro disiplini aldım, ailemden de bu türlü eğitim aldım, bu türlü büyüdüm. Benim şımarmam çok güç. Beni parasızlık da etkilemez, ben parasızlık gördüm. O yüzden bana her şeyi desinler lakin bunu demesinler. Ben emekçi çocuğuyum, beni bu türlü yıldıramazlar!”