Hemşin’in Kantarlı köyünde yaşayan Nazmi Çelik, 12 yıl evvel torununa oyuncak konut yapmak için işe koyuldu. Eline aldığı tahta ve çekiçle çalışmalara başlayan Çelik, sevdiği ahşap oymacılığı işini ilerletti.
Otel yöneticiliği yaparken, döndüğü köyüne yerleşen Çelik, ahşap kesimleri ve çıtalar ile maket mesken ve oyuncaklar yapmaya başladı. Dedesinden kalma keser, testere ve törpü ile ahşaptan sanat yapıtları çıkaran Çelik, eserleri beğenilince siparişler almaya başladı.
Evinin altında kurduğu küçük atölyede maket konutlar, serenderler, ahşap sehpalar, lambalar yapan Çelik, birbirinden değişik eserlerinin satışına da başladı.
‘USTAM YOK, KİMSEDEN ÖĞRENMEDİM’
Köyüne dönünce kendine vakit geçirecek iş aradığını anlatan Nazmi Çelik, “Dedemden kalan keser, testere ve törpüyü elime aldım, ’Bir şeyler yapayım’ dedim. Çivi lazım oldu; kullanılmış çivileri söktüm, düzelttim, kullandım. Birinci olarak torunuma oyuncak bir mesken yaptım.
Görenler ’Benim çocuğa da toruna da oyuncak yap’ derken acemiliği üzerimden attım. Daha evvel ahşap işleri ile hiç uğraşmadım. Bilgim yoktu, ustam yok, hiç kimseden bir şey öğrenmedim. Aletlerin kullanımını bilmiyordum. Atölyelere gittim kullanan ustaları izledim ve öğrendim.
Ürünleri yaptıkça sattım, sattığım parayla aletler alarak, atölyemi geliştirdim. Artık biri, bir konuta fotoğraf çekip getiriyor, ’Bunun maketini yap’ diyor. Ölçülerini veriyor, fotoğrafa bakıp, birebirini yapabiliyorum. Yaptığım işten de zevk alıyorum, yorulmuyorum, moralim bozulmuyor, çok hoş bir uğraş” diye konuştu.
‘TORUNUMA AĞAÇTA MESKEN YAPMAK İSTİYORUM’
Doğramacı arkadaşlarından temin ettiği atık ahşaplardan serenderler, konutlar, lambalar, sehpalar yapan ve siparişler alan Nazmi Çelik, “Bu iş artık beni aştı, aldı başını gidiyor. Arkadaşlarım burayı görünce şaşırıyorlar.
Bana ‘Sen yönetici adamsın, nasıl başladın bu işlere?’ diye soruyorlar. Torunuma oyuncak mesken yapmak için başladığım bu işte şimdiki hedefimse yeniden ‘kankam’ dediğim torunuma ağaçta mesken yapmak” dedi.